Ruh Nedir?

Her insanın asıl kimliği rasyonel ve ölümsüz olan ruhudur. Ruhun özü ve gerçek kaynağı Allah’ın ruhani dünyaları olduğu için ruh, madde dünyasını aşmaktadır..

Bireyin varlığı, ruhani dünyalardan gelen ruh, gebe kalma sırasında embriyo ile birleştiği zaman başlar. Fakat bu birleşme maddesel değildir; ruh vücuda girmez veya vücudu terk etmez ve fiziksel bir yer kaplamaz.

Ruh, maddesel dünyaya ait değildir ve vücut ile birleşmesi, ışık ile onu yansıtan aynaya benzer. Aynada beliren ışık onun içinde değildir; dış bir kaynaktan gelir. Bunun gibi ruh vücudun içinde değildir, onunla vücut arasında özel bir ilişki vardır ve ikisi birlikte insanı oluşturur.

Ayna benzetmesinin bir diğer yönü, aynanın potansiyelini tamamen ortaya çıkartabilmesi için kirden arınmış olması ve Işığın Kaynağı’na yöneltilmiş olması gerektiğidir. 

Dua ederek, kutsal yazıları okuyup hayatımıza uygulayarak, davranışlarımızı geliştirmeye çabalayarak ve insanlığa hizmet ederek ruhlarımızın aynalarını temizlememiz mümkündür.

Ruhun doğasını tam olarak anlamamız mümkün olmamakla birlikte Bahailer inanmaktadır ki, insanlığın ilerlemesi ruhun güçleri sayesinde başarılmaktadır. 

Hz. Abdülbaha ruh için “eşyanın hakikatini keşfeylemesi, kâinatın hassalarını idrak eylemesi ve varlıklardaki sırları anlaması mümkündür,” diye yazmış ve şöyle devam etmiştir: “Şu gördüğümüz fenler, ustalıklar ve sanatlar, bedialar, tesisler, keşifler ve teşebbüsler hep nefs-i nâtıka idraklerinden meydana gelmiştir.

Bu dünyadaki ölüm gerçekleştiğinde ruh, bedenle bağını kopararak mükemmelliğe doğru sonsuz bir yolculukta ilerlemeye devam eder.

Alıntı